Ahlâki Bir Değer Olarak Özür Dileme ve Özür Etiği
Bu çalışma, toplumsal ilişkilerde bireylerin birbirlerine karşı işlemiş olduğu kusurların telafi edilmesi ve bozulan ilişkilerin düzeltilmesinde özür dilemenin ahlâki bir değer olarak anlam ve önemine işaret etmektedir. Her insanın hata yapabileceğinin kabul edilmesi, özür dilemenin bir erdem olarak...
Main Author: | |
---|---|
Format: | Article |
Language: | Turkish |
Published: |
Cumhuriyet University
2019-12-01
|
Series: | Cumhuriyet İlahiyat Dergisi |
Subjects: | |
Online Access: | https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuid/issue/50646/619241?publisher=cumhuriyet |
Summary: | Bu çalışma, toplumsal ilişkilerde bireylerin birbirlerine karşı işlemiş
olduğu kusurların telafi edilmesi ve bozulan ilişkilerin düzeltilmesinde özür
dilemenin ahlâki bir değer olarak anlam ve önemine işaret etmektedir. Her
insanın hata yapabileceğinin kabul edilmesi, özür dilemenin bir erdem olarak
ortaya çıkmasına zemin hazırlayan en önemli unsurdur. Kişinin hatalı
olabileceğini kabul etmesi, kendisini kimseden üstün görmemesi gerektiğini
öğretir, bu tür hatalar yapmama konusunda istek ve irade uyandırır. Özür
dilemek kişiyi, dürüst olmaya yönlendirdiği gibi başka insanlara değer
vermenin, saygılı olmanın gerekliliğini anlatır. Suçlu, kabahatli kişi, olayın
olduğu ortam, mağdur ve kusurun durumuna göre farklı şekillerde özür dilendiği
görülmektedir. Özür dilenirken kullanılan sözcüklerin ne anlama geldiği, tam
olarak özür ifade edip etmediklerine değinilen bu çalışmada, özrün anlamı, ahlâki
boyutu ve tövbe ile ilişkisine yer verilmiştir. Özür dilemenin gerekçelerinden
söz edilerek, bir özürde bulunması gereken; özür dileme ifadesi, hesap verme,
sorumluluğu üstlenme, onarım teklifinde
bulunma ve tekrarlanmayacağına dair vaatte bulunma gibi özür dileme
stratejilerine değinilmiştir. Dini geleneklerdeki tövbenin özürle benzerliğine
vurgu yapılmış, özür ile affetme ilişkisi, tarafların benimsemeleri gereken
tutumlar açısından değerlendirilmiştir. Son olarak bir değer ve nezaket kuralı
olarak ailede özür dileme eğitiminin nasıl verilmesi gerektiğine ilişkin
öneriler sunulmuştur. Özet:
Bu çalışma,
toplumsal ilişkilerde bireylerin birbirlerine karşı işlemiş olduğu kusurların
telafi edilmesi ve bozulan ilişkilerin düzeltilmesinde özür dilemenin ahlâki
bir değer olarak anlam ve önemine işaret etmektedir. Her insanın hata
yapabileceğinin kabul edilmesi, özür dilemenin bir erdem olarak ortaya
çıkmasına zemin hazırlayan en önemli unsurdur. Kişinin hatalı olabileceğini
kabul etmesi, kendisini kimseden üstün görmemesi gerektiğini öğretir, bu tür
hatalar yapmama konusunda istek ve irade uyandırır. Özür dilemek kişiyi, dürüst
olmaya yönlendirdiği gibi başka insanlara değer vermenin, saygılı olmanın
gerekliliğini anlatır. Özür dilemek, aslında özür dilemeye neden olan söylem, eylem ve uygulamaların
adil, doğru, meşru olmadığını, hata yaptığını kabul etmek demektir. Özür
dileyebilmek, öncelikle kişinin insan olduğunun anlaşıldığını gösterir. Her
insanın hata edebileceğinin bilinmesini, bizim de hatalı olabileceğimizi kabul
ettiğimizi ifade eder. Bu kişiye, kendisini kimseden üstün görmemek gerektiği
anlayışını kazandırır. Ayrıca artık böyle hatalar yapmamak konusunda kendisinde
bir arzu ve irade uyandırır. Özür dilemek, kişiyi dürüst olmaya zorladığı gibi
başka insanlara da değer vermenin, saygılı olmanın gerekliliğini anlatır.
Kendisinden özür dilenen kişi, mutlaka saygıdeğer biridir. Saygı gören kişi de
mutlaka karşısındakine saygılı olur. Sosyal düzenin ve yaşamın temeli de
karşılıklı saygıdır. Özür dileyebilmek, bireyin kendisine bakış açısını olması
gereken noktaya çektiği gibi, diğer insanlara saygılı olma anlayışını
kazandırarak sosyal düzenin sağlıklı işlemesine zemin hazırlar. Zira özür
dileyebilmek aczin itirafı, dürüstlüğün, samimiyetin ifadesidir. Bu yönüyle
özür dilemek bir fazilet ve erdemdir. Değerlerin kaybolup bencilliğin ve
nihilizmin kuşattığı toplumunun, faziletliler, erdemliler, insanın değerini
bilenler haline getirilmesi gerekiyor.İyi ve erdemli insan hiç hata etmeyen değil, işlediği hatadan dolayı özür
dileyen ya da o hatayı affettirme yollarını arayan, hatasından dönen kimsedir.
Özür dilemenin aslında sadece bir sorumluluk üstenmek değil insanın kendine
güveninin de bir göstergesi olarak görmeli, vicdani bir muhasebe ve bir anlamda
kişinin kendi kendini yargılaması olduğu da unutulmamalıdır. Başkasının ayağına
basan, elbisesini kirleten rahatlıkla özür dileyebilirken, bir insanın hakkını
elinden alan, hayatını zehir eden, geleceğini karartan kişinin pişmanlık,
telafi, onarımdan oluşan kapsamlı bir özür dileme aklına gelmemektedir. Anne ve baba çocuğuna özür dilemesi gerektiğini söylediğinde, çocukta
üzerinde düşünülecek bir süreç başlatılmış olacaktır. Çocuk eğer bunun
gerekliliğine işaret eden ebeveyninin önünde özür dilerse bu çocuğun ahlâki
eğitiminde önemli bir aşamadır ve o çocuğun söz konusu normları
içselleştirdiğini ve bağımsız bir ahlâk muhasebesine giriştiğini gösterir.
Çünkü o artık dışardan dikte edilmeden savunduğu bir değerin çiğnendiğini
dolayısıyla özür dileme davranışında bulunmak için gerekli motivasyona sahip
olduğunu anlar.Özür dilemenin önündeki en büyük engel kibirdir. Kadın erkek
ilişkilerinde, kadınların daha kolay özür dileyebildikleri, kadınların erkekler
gibi güçsüzlük ve kendilerini küçültme gibi bir anlayışa kapılmadıkları
görülebilmektedir. Bir yönetici, bir patron, bir lider, bir başkan astından,
emri altındakilerden özür dilediğinde otoritesinin ve saygınlığının azalacağını
düşünerek bunu geciktirebilmekte veya yerine getirmemektedir. Ailede erkek,
okulda öğretmen, kurumda yönetici, işyerinde patron vb. lider ve otorite sahibi
kişiler geçmişi meşrulaştırmak, hataları unutmak ya da reddetmek, ahlâki olarak
sorgulanmasını önlemek için yaptıklarını, söylediklerini görkemli gösterme ve
kutsama yoluna giderek özür dilemekten imtina ederler. Bu da bize özür dileme
anlayışının aileden başlayarak toplumsal bir kültür olarak içselleştirilmesinin
önemini anlatır.Bireysel hatalar için günlük yaşamda özür dilendiği gibi kurumsal hatalar
ve yaşanan kimi talihsiz olaylar için de özür dilenmelidir. Özür dileme,
toplumlar arası ilişkilerde diyalog kültürünün yerleşmesi için uygun bir
zeminin oluşturması ve bazı ortak değer ve çıkarların paylaşılması açısından
ciddi bir potansiyele sahiptir. Özür
dilemek toplumlar arasında hoşgörü, işbirliği ve barış içinde bir arada yaşama
kültürünün gelişmesine önemli bir düzeyde katkı yapabilir.Özür gerektiren bir kusur işlendiğinde sadece olanı biteni anlamayı
değil, fâilin de mağdurun duygularını ve anlayışını benimseyebilmesi için olay
tek taraflı bir bakış açısı ile değil, bütün bir bağlamı ve taraflarıyla
değerlendirilmelidir.Özürde; özür dileme ifadesi, hesap verme, sorumluluğu üstlenme, onarım teklifinde bulunma ve
tekrarlanmayacağına dair vaatte bulunma gibi özür dileme stratejileri
bulunmalıdır. Dini geleneklerdeki tövbe özürle benzerliklere sahiptir. Özür
dilenmesi karşısında mağdur affetmekle suçluya karşı olumsuz duygularını
azaltmakta ve ilişkiyi onarmaktadır. Özür dileme, mağdur için itibar koruyucu
bir eylem olurken hatalı kişi için itibar zedeleyici bir eylem olmaktadır.
Affetmek ve hata yapan kişinin itibarını korumak da önemlidir. Kültürel geçmiş
gibi cinsiyet de kadın ve erkeklerin farklı özür dileme stratejileri tercih
etmelerine sebep olmaktadır. Farklı özür dileme şekilleri yaş, gelir durumu,
meslek, etnik köken gibi faktörlerden de etkilenmektedir. Özür dilenecek
zamanı, ortamı, muhatabın ruh hali, iyi hesap edilmelidir. Bunlara yeterince
özen gösterilmediğinde özür, amacına ulaşmayabilir ve bozulan ilişkiyi düzeltme
imkânı kalmaz.
Kişinin başkalarına, topluma ve çevresine karşı hata yaparak suçlu duruma
düşmüş olabileceğini kabullenmesi ve bu durumda mağdurdan özür dilenmesi
gerekliliği, çocuk yaşlarda ailede öğretilmelidir. Çocuk ailesinde ve
çevresindeki insanları model alarak hata yaptığında özür dilemeli, kendisine
karşı yapılan ve özür dilenilen durumlarda affedici olabilmelidir. |
---|---|
ISSN: | 2528-9861 2528-987X |