HAŞVİYYE’NİN DOĞUŞU VE KELÂMî GÖRÜŞLERİ

Hz. Peygamber’in, içlerinde yaşadığı ilk İslâm toplumu, düşünce ve gündelik hayat telakkilerinde niçin ve nasıl sorularını egemen kılma davasına değil, teslimiyet anlayışını önceleyen bir karaktere sahipti. Selef’in anlayışına göre Allah Teâlâ, akîdenin bütün temellerini Kur’an’da tamamen göstermiş,...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Ramazan ALTINTAŞ
Format: Article
Language:Turkish
Published: Cumhuriyet Üniversitesi 1999-12-01
Series:Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Subjects:
Online Access:http://dergipark.gov.tr/cuifd/issue/4311/257289?publisher=cumhurilhyt
id doaj-c4ae3aacf0654e57ab6dba64fd8b6b03
record_format Article
spelling doaj-c4ae3aacf0654e57ab6dba64fd8b6b032020-11-24T22:52:28ZturCumhuriyet ÜniversitesiCumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi1301-11971304-93991999-12-01357100926HAŞVİYYE’NİN DOĞUŞU VE KELÂMî GÖRÜŞLERİRamazan ALTINTAŞHz. Peygamber’in, içlerinde yaşadığı ilk İslâm toplumu, düşünce ve gündelik hayat telakkilerinde niçin ve nasıl sorularını egemen kılma davasına değil, teslimiyet anlayışını önceleyen bir karaktere sahipti. Selef’in anlayışına göre Allah Teâlâ, akîdenin bütün temellerini Kur’an’da tamamen göstermiş, Hz. Peygamber ise, gerek söz ve gerekse davranış planında bu esasları hiçbir kapalılığa veya başka bir anlayışa ihtimal bırakmayacak şekilde açıklamış ve tarif etmiştir. Bize düşen akâid konularında tevakkuf (susup durmak) edip dinde tartışmaya girmemektir. Artık bu konuda araştırmaya, düşünmeye ve bireysel içtihada yer yoktur.1 Taftazânî’nin (ö.793/1390) de dediği gibi, ilk Müslümanlardan ashâb ve tâbiûnun inançlarının temiz olmaları; peygamberle sohbet etme bereketinden feyiz almaları, O’nun çağına yakın bir zamanda yaşamaları, olay ve fikir ayrılıklarının az oluşu, güvenilir din âlimlerine başvurma imkânına sahip olmaları 2 onları teslimiyetçi bir ruha büründürmüştür. Dahası, Selef’in akîde konusunda en açık ve muhafazakâr bir duruşu sergilemesinin nedeni, sahih rivâyetlere sahip olmalarıdır. Güvenilir râvilerin birbirlerinden naklederek tâ Rasulüllah’a kadar ulaştırdıkları hadîsler onlara ulaşınca “nasıl” ve “niçin” demezlerdi, çünkü bu sorular bid’atti.3 Onlara göre, inanç konularına müteallik olan meselelerde soru sormak, hevâya tâbî olmanın bir sonucudur. Keyfiyeti meçhullük (bilâ keyf) ve yorumsuzluk (bilâ şerh) akîdesinin bir gereği olarak Hz. Peygamber’in sünnetini tasdik, kalpte imanın oturmuşluğunun alâmetidir. Akîdede “niçin” ve “nasıl” soruları ise kalbe şüphe atarak imanı yerinden oynatmaya varan yolun başlangıcıdır.http://dergipark.gov.tr/cuifd/issue/4311/257289?publisher=cumhurilhytHAŞVİYYE’NİN DOĞUŞU VE KELÂMî GÖRÜŞLERİ
collection DOAJ
language Turkish
format Article
sources DOAJ
author Ramazan ALTINTAŞ
spellingShingle Ramazan ALTINTAŞ
HAŞVİYYE’NİN DOĞUŞU VE KELÂMî GÖRÜŞLERİ
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
HAŞVİYYE’NİN DOĞUŞU VE KELÂMî GÖRÜŞLERİ
author_facet Ramazan ALTINTAŞ
author_sort Ramazan ALTINTAŞ
title HAŞVİYYE’NİN DOĞUŞU VE KELÂMî GÖRÜŞLERİ
title_short HAŞVİYYE’NİN DOĞUŞU VE KELÂMî GÖRÜŞLERİ
title_full HAŞVİYYE’NİN DOĞUŞU VE KELÂMî GÖRÜŞLERİ
title_fullStr HAŞVİYYE’NİN DOĞUŞU VE KELÂMî GÖRÜŞLERİ
title_full_unstemmed HAŞVİYYE’NİN DOĞUŞU VE KELÂMî GÖRÜŞLERİ
title_sort haşvi̇yye’ni̇n doğuşu ve kelâmî görüşleri̇
publisher Cumhuriyet Üniversitesi
series Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
issn 1301-1197
1304-9399
publishDate 1999-12-01
description Hz. Peygamber’in, içlerinde yaşadığı ilk İslâm toplumu, düşünce ve gündelik hayat telakkilerinde niçin ve nasıl sorularını egemen kılma davasına değil, teslimiyet anlayışını önceleyen bir karaktere sahipti. Selef’in anlayışına göre Allah Teâlâ, akîdenin bütün temellerini Kur’an’da tamamen göstermiş, Hz. Peygamber ise, gerek söz ve gerekse davranış planında bu esasları hiçbir kapalılığa veya başka bir anlayışa ihtimal bırakmayacak şekilde açıklamış ve tarif etmiştir. Bize düşen akâid konularında tevakkuf (susup durmak) edip dinde tartışmaya girmemektir. Artık bu konuda araştırmaya, düşünmeye ve bireysel içtihada yer yoktur.1 Taftazânî’nin (ö.793/1390) de dediği gibi, ilk Müslümanlardan ashâb ve tâbiûnun inançlarının temiz olmaları; peygamberle sohbet etme bereketinden feyiz almaları, O’nun çağına yakın bir zamanda yaşamaları, olay ve fikir ayrılıklarının az oluşu, güvenilir din âlimlerine başvurma imkânına sahip olmaları 2 onları teslimiyetçi bir ruha büründürmüştür. Dahası, Selef’in akîde konusunda en açık ve muhafazakâr bir duruşu sergilemesinin nedeni, sahih rivâyetlere sahip olmalarıdır. Güvenilir râvilerin birbirlerinden naklederek tâ Rasulüllah’a kadar ulaştırdıkları hadîsler onlara ulaşınca “nasıl” ve “niçin” demezlerdi, çünkü bu sorular bid’atti.3 Onlara göre, inanç konularına müteallik olan meselelerde soru sormak, hevâya tâbî olmanın bir sonucudur. Keyfiyeti meçhullük (bilâ keyf) ve yorumsuzluk (bilâ şerh) akîdesinin bir gereği olarak Hz. Peygamber’in sünnetini tasdik, kalpte imanın oturmuşluğunun alâmetidir. Akîdede “niçin” ve “nasıl” soruları ise kalbe şüphe atarak imanı yerinden oynatmaya varan yolun başlangıcıdır.
topic HAŞVİYYE’NİN DOĞUŞU VE KELÂMî GÖRÜŞLERİ
url http://dergipark.gov.tr/cuifd/issue/4311/257289?publisher=cumhurilhyt
work_keys_str_mv AT ramazanaltintas hasviyyenindogusuvekelamigorusleri
_version_ 1725665981483712512