Tasnif ve Tahrîc Usulü Olarak Etrâflar

Hadisler, sahâbe döneminden itibaren çeşitli yollarla muhafaza ve kayıt altına alınmaya başlanmış; bu faaliyet tâbiîn devrinde de daha sonra ortaya çıkacak farklı tasnif sistemlerinin nüvesini teşkil edecek nitelikteki yöntem-lerle devam etmiştir. Bu bağlamda henüz hicri yetmiş yıllarına varmadan ha...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Fatih Mehmet Yılmaz
Format: Article
Language:Turkish
Published: Cumhuriyet University 2020-06-01
Series:Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuid/issue/54817/703866?publisher=cumhuriyet
id doaj-b902b00a1c8646d485eff6f89b9656a1
record_format Article
collection DOAJ
language Turkish
format Article
sources DOAJ
author Fatih Mehmet Yılmaz
spellingShingle Fatih Mehmet Yılmaz
Tasnif ve Tahrîc Usulü Olarak Etrâflar
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
ḥadīth
aṭrāf
taṣnīf
takhrīj
tuḥfatu’l-ashrāf
hadis
etrâf
tasnif
tahrîc
tuhfetü’l-eşrâf
author_facet Fatih Mehmet Yılmaz
author_sort Fatih Mehmet Yılmaz
title Tasnif ve Tahrîc Usulü Olarak Etrâflar
title_short Tasnif ve Tahrîc Usulü Olarak Etrâflar
title_full Tasnif ve Tahrîc Usulü Olarak Etrâflar
title_fullStr Tasnif ve Tahrîc Usulü Olarak Etrâflar
title_full_unstemmed Tasnif ve Tahrîc Usulü Olarak Etrâflar
title_sort tasnif ve tahrîc usulü olarak etrâflar
publisher Cumhuriyet University
series Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
issn 2528-9861
2528-987X
publishDate 2020-06-01
description Hadisler, sahâbe döneminden itibaren çeşitli yollarla muhafaza ve kayıt altına alınmaya başlanmış; bu faaliyet tâbiîn devrinde de daha sonra ortaya çıkacak farklı tasnif sistemlerinin nüvesini teşkil edecek nitelikteki yöntem-lerle devam etmiştir. Bu bağlamda henüz hicri yetmiş yıllarına varmadan hadis öğreniminde hatırlamaya yardımcı olması için öğrenciler tarafından ilim meclisine gelmezden önce rivayetlerden bir pasaj/yazma şeklinde not tut-ma tarzında ortaya çıkan etrâf usulü, çok kısa bir sürede muhaddisler tarafından benimsenip uygulanmıştır. Böyle-ce ilk yazılı hadis vesikalarının oluşmasına da imkân sağlayan bu metot, rivayet türü eserlerin tasnifi ile birlikte onlardan âzami ölçüde faydalanmayı temin etmek ve aranılan haberin kaynağına kısa yoldan ve tez elden ulaşılma-sını sağlamak amacıyla bir tasnif ve tahrîc sitemine evrilmiş, neticede fihrist niteliğindeki etrâf edebiyatının orta-ya çıkmasına olanak sunmuştur. Nitekim sahâbe isimlerine veya hadis metinlerine göre alfabetik düzenlenmiş söz konusu literatürün ilk örnekleri, hicri 4. asırdan itibaren zuhur etmiş böylece alana dair birikimden hızlı bir şekil-de yararlanmanın da önü açılmıştır. İşte bu makale, hem kitâbet, hem tasnif hem de tahrîc açısından büyük bir önem arz eden etrâfların tarihî seyrini, hadis alanına katkılarını ve literatürünü konu edinmektedir.Özet: İslâm dininin doğru bir şekilde anlaşılması ve uygulanabilmesi için Resûl-i Ekrem’e ait söz, fiil, takrir ve vasıfların her türlü tahrîf ve tebdilden korunarak oldukları şekliyle sonraki nesillere ulaştırılması için gerek sahâbe gerekse sonraki dönemlerde büyük gayretler sarfedilmiştir. Ezber ve kısmen de kitâbet ile doğan bu süreç, tâbiîn döne-minden itibaren başkaca usullerin kullanılmasıyla hız kazanmıştır. Bu bağlamda ezbere kolaylık sağlaması, hatır-latıcı nitelik taşıması ve hadis şeyhinden sema yoluyla hadis tahammülünde kullanılmak üzere etrâf yöntemi uy-gulanmaya başlanmıştır. İlk örnekleri Muhammed b. Sîrîn tarafından hocası Abîde/Ubeyde es-Selmânî’nin ilim meclisine katılması esnasında görünen bu yöntem bu aşamada hadisin evvelinden bir pasaj yazmak şeklinde teza-hür etmiştir. Böylece hadislerin aslına uygun bir şekilde kayıt altına alınmasında ve ezberlenmesinde çok büyük katkıları olan mezkûr metot, çok kısa bir sürede Ubeydullah b. Ömer, Şu`be b. el-Haccâc, Süfyân es-Sevrî, Mâlik b. Enes, İsmâil b. Ayyâş ve Vekî` b. Cerrâh gibi muhaddisler arasında yaygınlık kazanmış ve uygulama alanı bulmuş-tur. Bu bağlamda Yezîd b. Zürey`, Şu’be’den tahammül ettiği hadislerden müteşekkil etrâf çalışması olmaksızın hocasının yanına gittiğini ve bu şekilde hadis dinlediğini belirtmiştir. Dolayısıyla zikredilen bu olay, Şu`be’nin meclislerinde etrâf usulüne izin verdiğini göstermesi açısından önemlidir. İlgili yöntem, hocası Ebû Alkame el-Ferevî’ye ait ve mezkûr yöntem ile kaydedilmiş haberleri arz etmek, aynı zamanda da ilgili nakilleri ondan dinle-mek üzere Medîne’ye rihle gerçekleştiren ancak amacına ulaşamayan Ahmed b. Hanbel tarafından da kullanılmış-tır. Dolayısıyla ilgili rivayetler, etrâf tarzının hicrî 1. ve 2. yüzyıllarda hadislerin hatırlanması amacıyla muhaddis-ler tarafından etkin bir şekilde işletildiğini, bu nedenle ilim meclisine gelmeden önce hazırlık aşamasında rivayet-lerden bölümler yazıldığını göstermektedir. Nihayetinde farklı şekillerde tezahür eden tedvin için çok büyük katkı-lar sunan etrâf çalışmalarının hadis tarihi açısından önemi de yadsınamaz bir gerçekliktir. Bir şeyin yanı, tarafı ve ucu anlamına gelen ve taraf kelimesinin çoğulu olan etrâf, hadisin tamamına işaret eden bir cüzü, ibaresi veya ilk kısmı anlamına gelmektedir. Bu usul, hadis edebiyatının teşekkülü ile birlikte hicri IV. yüzyıldan itibaren hadislerin evvelinden bir kısmının zikredilerek sahâbe adına veya hadis metinlerine göre alfabe-tik olarak düzenlenen eserlere isim olarak verilmiştir. Bu anlamda etrâflar, hadis müdevvenatından daha kolay yararlanma amacıyla bir tür tasnif ve tahrîc yöntemi tarzında müstakil bir literatür haline gelmiştir.Etrâf çalışmaları, bütün kitaplardaki isnadları bir araya getirmeyi hedefleyeceği gibi belli kitaplarda bulunan se-nedlerle de kayıtlanabilir. Etrâf kitapları, başta Sahîhân veya Kütüb-i Sitte’deki hadisleri ihtiva etmekte olup sahâbe adını esas alarak müsned türünde veya hadis metinlerine göre alfabetik olarak kaleme alınmıştır. Bunlardan ilki, bir açıdan müsned özelliği taşıyıp rivayetlerin ilk râvisi olan sahâbî adına, ondan rivayette bulunanların çok olması durumunda ise tâbiîn ve tebe-i tâbiîn isimlerine göre alfabetik olarak düzenlenmiştir. Bu doğrultuda müs-ned türü etrâflarda her sahâbînin rivayetleri tespit edilip alfabetik olarak sıralanmış ve hadislerden birer pasaj yazılarak ilgili naklin yerlerine kitap/bölüm olarak işaret edilmiştir. İkinci nevi etrâf kitapları ise senedlere yer vermeksizin hadislerin baş tarafından veya tamamını hatırlamaya imkân veren bir bölümünden birkaç kelimeyi vermek sonra da bu metinleri alfabetik sıraya koymak suretiyle tertip edilmiştir.Daha ziyade rivayetlerin başka tariklerini bir arada görme imkânı sunan ve hadis araştırmacılarına sağladığı pek çok kolaylık sebebiyle muhaddislerin yoğun mesâi harcadıkları etrâf türünün hem sened hem de metne ilişkin sağladığı pek çok faydalardan bahsetmek mümkündür. Bu doğrultuda hadisin; mütevatir, garîb, azîz, meşhur, mütâbi` veya şâhidliğinin tespitine imkân vermesi, bir rivayetin fert olup olmadığına yönelik itibar araştırmasına olanak sağlaması, nakillerin aslî kaynaklardaki yerlerinin tespitine imkân sunması, senedde ittisal veya inkıta` olup olmadığının saptanması, sahâbî veya diğer râvilerin naklettikleri hadislerin sayısal bilgisine ulaşılması, kimliği açık bir şekilde belirtilmeyen râviler hakkında bilgi edinilmesi, ilk râvisinin bilinmesi gibi senede ilişkin yararları yanı sıra; haberlerin tashîf, tahrîf ve tebdilden korunması, içerdikleri konunun tespit edilebilmesine fırsat vermesi, farklı tariklerin bilinmesi ile metin bütünlüğünün elde edilebilmesi ve makâsıdü’ş-şerîayı ortaya koyabilecek şe-kilde sebeb-i vürûdun tespit edilebilmesi gibi mervîye dönük avantajlarını da saymak mümkündür. Yukarıda belirttiğimiz katkıları nedeniyle Ebü’l-Hasen Ali b. Ömer ed-Dârekutnî ile başlayan etrâf edebiyatına ilişkin pek çok kitap te’lif edilmiştir. Bunlar arasında Ebû Mes`ûd İbrâhîm b. Muhammed b. Ubeyd ed-Dımaşkî’ye ait Etrâfü’s-sahîhayn/el-Cem`u beyne’s-sahîhayn, Ebû Muhammed Halef b. Muhammed b. Ali el-Vasıtî’nin Etrâfü’s-sahîhayn’ı, Abdülganî b. İsmâîl en-Nâblûsî’nin Zehâirü’l-mevârîs fi’d-delâleti alâ mevâzi`i’l-hadîs’i ve Ebü’l-Haccâc Yûsuf b. Abdurrahman el-Mizzî’ye ait Tuhfetü’l-eşrâf bi ma`rifeti’l-etrâf vd. adlı çalışmaları saymak mümkündür. İlgili eserlerden bazıları müsned tarzında diğerleri ise hadis metinlerinin ilk kelimesine göre tertip edilmiştir.Neticede etrâf metodu, hicrî 3. asırda hadislerin büyük bir kısmının tasnif edilip kitaplaşmasıyla birlikte haberle-rin kaynağına ulaşmayı ve onlardan istenilen en üst seviyede istifadeyi kolaylaştırmak amacıyla bir çeşit fihrist niteliğine bürünmüştür. Hem tasnif hem de tahrîc yöntemi şeklinde hadislerin baş tarafından bir kısmı zikredil-mek suretiyle sahâbe adına veya hadis metinlerine göre alfabetik olarak düzenlenen bu eserler, pek çok örnekleriy-le hadis tarihindeki yerlerini almıştır.
topic ḥadīth
aṭrāf
taṣnīf
takhrīj
tuḥfatu’l-ashrāf
hadis
etrâf
tasnif
tahrîc
tuhfetü’l-eşrâf
url https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuid/issue/54817/703866?publisher=cumhuriyet
work_keys_str_mv AT fatihmehmetyılmaz tasnifvetahricusuluolaraketraflar
_version_ 1724521764346658816
spelling doaj-b902b00a1c8646d485eff6f89b9656a12020-11-25T03:43:02ZturCumhuriyet UniversityCumhuriyet İlahiyat Dergisi2528-98612528-987X2020-06-0124134536610.18505/cuid.7038662Tasnif ve Tahrîc Usulü Olarak EtrâflarFatih Mehmet Yılmaz0HİTİT ÜNİVERSİTESİHadisler, sahâbe döneminden itibaren çeşitli yollarla muhafaza ve kayıt altına alınmaya başlanmış; bu faaliyet tâbiîn devrinde de daha sonra ortaya çıkacak farklı tasnif sistemlerinin nüvesini teşkil edecek nitelikteki yöntem-lerle devam etmiştir. Bu bağlamda henüz hicri yetmiş yıllarına varmadan hadis öğreniminde hatırlamaya yardımcı olması için öğrenciler tarafından ilim meclisine gelmezden önce rivayetlerden bir pasaj/yazma şeklinde not tut-ma tarzında ortaya çıkan etrâf usulü, çok kısa bir sürede muhaddisler tarafından benimsenip uygulanmıştır. Böyle-ce ilk yazılı hadis vesikalarının oluşmasına da imkân sağlayan bu metot, rivayet türü eserlerin tasnifi ile birlikte onlardan âzami ölçüde faydalanmayı temin etmek ve aranılan haberin kaynağına kısa yoldan ve tez elden ulaşılma-sını sağlamak amacıyla bir tasnif ve tahrîc sitemine evrilmiş, neticede fihrist niteliğindeki etrâf edebiyatının orta-ya çıkmasına olanak sunmuştur. Nitekim sahâbe isimlerine veya hadis metinlerine göre alfabetik düzenlenmiş söz konusu literatürün ilk örnekleri, hicri 4. asırdan itibaren zuhur etmiş böylece alana dair birikimden hızlı bir şekil-de yararlanmanın da önü açılmıştır. İşte bu makale, hem kitâbet, hem tasnif hem de tahrîc açısından büyük bir önem arz eden etrâfların tarihî seyrini, hadis alanına katkılarını ve literatürünü konu edinmektedir.Özet: İslâm dininin doğru bir şekilde anlaşılması ve uygulanabilmesi için Resûl-i Ekrem’e ait söz, fiil, takrir ve vasıfların her türlü tahrîf ve tebdilden korunarak oldukları şekliyle sonraki nesillere ulaştırılması için gerek sahâbe gerekse sonraki dönemlerde büyük gayretler sarfedilmiştir. Ezber ve kısmen de kitâbet ile doğan bu süreç, tâbiîn döne-minden itibaren başkaca usullerin kullanılmasıyla hız kazanmıştır. Bu bağlamda ezbere kolaylık sağlaması, hatır-latıcı nitelik taşıması ve hadis şeyhinden sema yoluyla hadis tahammülünde kullanılmak üzere etrâf yöntemi uy-gulanmaya başlanmıştır. İlk örnekleri Muhammed b. Sîrîn tarafından hocası Abîde/Ubeyde es-Selmânî’nin ilim meclisine katılması esnasında görünen bu yöntem bu aşamada hadisin evvelinden bir pasaj yazmak şeklinde teza-hür etmiştir. Böylece hadislerin aslına uygun bir şekilde kayıt altına alınmasında ve ezberlenmesinde çok büyük katkıları olan mezkûr metot, çok kısa bir sürede Ubeydullah b. Ömer, Şu`be b. el-Haccâc, Süfyân es-Sevrî, Mâlik b. Enes, İsmâil b. Ayyâş ve Vekî` b. Cerrâh gibi muhaddisler arasında yaygınlık kazanmış ve uygulama alanı bulmuş-tur. Bu bağlamda Yezîd b. Zürey`, Şu’be’den tahammül ettiği hadislerden müteşekkil etrâf çalışması olmaksızın hocasının yanına gittiğini ve bu şekilde hadis dinlediğini belirtmiştir. Dolayısıyla zikredilen bu olay, Şu`be’nin meclislerinde etrâf usulüne izin verdiğini göstermesi açısından önemlidir. İlgili yöntem, hocası Ebû Alkame el-Ferevî’ye ait ve mezkûr yöntem ile kaydedilmiş haberleri arz etmek, aynı zamanda da ilgili nakilleri ondan dinle-mek üzere Medîne’ye rihle gerçekleştiren ancak amacına ulaşamayan Ahmed b. Hanbel tarafından da kullanılmış-tır. Dolayısıyla ilgili rivayetler, etrâf tarzının hicrî 1. ve 2. yüzyıllarda hadislerin hatırlanması amacıyla muhaddis-ler tarafından etkin bir şekilde işletildiğini, bu nedenle ilim meclisine gelmeden önce hazırlık aşamasında rivayet-lerden bölümler yazıldığını göstermektedir. Nihayetinde farklı şekillerde tezahür eden tedvin için çok büyük katkı-lar sunan etrâf çalışmalarının hadis tarihi açısından önemi de yadsınamaz bir gerçekliktir. Bir şeyin yanı, tarafı ve ucu anlamına gelen ve taraf kelimesinin çoğulu olan etrâf, hadisin tamamına işaret eden bir cüzü, ibaresi veya ilk kısmı anlamına gelmektedir. Bu usul, hadis edebiyatının teşekkülü ile birlikte hicri IV. yüzyıldan itibaren hadislerin evvelinden bir kısmının zikredilerek sahâbe adına veya hadis metinlerine göre alfabe-tik olarak düzenlenen eserlere isim olarak verilmiştir. Bu anlamda etrâflar, hadis müdevvenatından daha kolay yararlanma amacıyla bir tür tasnif ve tahrîc yöntemi tarzında müstakil bir literatür haline gelmiştir.Etrâf çalışmaları, bütün kitaplardaki isnadları bir araya getirmeyi hedefleyeceği gibi belli kitaplarda bulunan se-nedlerle de kayıtlanabilir. Etrâf kitapları, başta Sahîhân veya Kütüb-i Sitte’deki hadisleri ihtiva etmekte olup sahâbe adını esas alarak müsned türünde veya hadis metinlerine göre alfabetik olarak kaleme alınmıştır. Bunlardan ilki, bir açıdan müsned özelliği taşıyıp rivayetlerin ilk râvisi olan sahâbî adına, ondan rivayette bulunanların çok olması durumunda ise tâbiîn ve tebe-i tâbiîn isimlerine göre alfabetik olarak düzenlenmiştir. Bu doğrultuda müs-ned türü etrâflarda her sahâbînin rivayetleri tespit edilip alfabetik olarak sıralanmış ve hadislerden birer pasaj yazılarak ilgili naklin yerlerine kitap/bölüm olarak işaret edilmiştir. İkinci nevi etrâf kitapları ise senedlere yer vermeksizin hadislerin baş tarafından veya tamamını hatırlamaya imkân veren bir bölümünden birkaç kelimeyi vermek sonra da bu metinleri alfabetik sıraya koymak suretiyle tertip edilmiştir.Daha ziyade rivayetlerin başka tariklerini bir arada görme imkânı sunan ve hadis araştırmacılarına sağladığı pek çok kolaylık sebebiyle muhaddislerin yoğun mesâi harcadıkları etrâf türünün hem sened hem de metne ilişkin sağladığı pek çok faydalardan bahsetmek mümkündür. Bu doğrultuda hadisin; mütevatir, garîb, azîz, meşhur, mütâbi` veya şâhidliğinin tespitine imkân vermesi, bir rivayetin fert olup olmadığına yönelik itibar araştırmasına olanak sağlaması, nakillerin aslî kaynaklardaki yerlerinin tespitine imkân sunması, senedde ittisal veya inkıta` olup olmadığının saptanması, sahâbî veya diğer râvilerin naklettikleri hadislerin sayısal bilgisine ulaşılması, kimliği açık bir şekilde belirtilmeyen râviler hakkında bilgi edinilmesi, ilk râvisinin bilinmesi gibi senede ilişkin yararları yanı sıra; haberlerin tashîf, tahrîf ve tebdilden korunması, içerdikleri konunun tespit edilebilmesine fırsat vermesi, farklı tariklerin bilinmesi ile metin bütünlüğünün elde edilebilmesi ve makâsıdü’ş-şerîayı ortaya koyabilecek şe-kilde sebeb-i vürûdun tespit edilebilmesi gibi mervîye dönük avantajlarını da saymak mümkündür. Yukarıda belirttiğimiz katkıları nedeniyle Ebü’l-Hasen Ali b. Ömer ed-Dârekutnî ile başlayan etrâf edebiyatına ilişkin pek çok kitap te’lif edilmiştir. Bunlar arasında Ebû Mes`ûd İbrâhîm b. Muhammed b. Ubeyd ed-Dımaşkî’ye ait Etrâfü’s-sahîhayn/el-Cem`u beyne’s-sahîhayn, Ebû Muhammed Halef b. Muhammed b. Ali el-Vasıtî’nin Etrâfü’s-sahîhayn’ı, Abdülganî b. İsmâîl en-Nâblûsî’nin Zehâirü’l-mevârîs fi’d-delâleti alâ mevâzi`i’l-hadîs’i ve Ebü’l-Haccâc Yûsuf b. Abdurrahman el-Mizzî’ye ait Tuhfetü’l-eşrâf bi ma`rifeti’l-etrâf vd. adlı çalışmaları saymak mümkündür. İlgili eserlerden bazıları müsned tarzında diğerleri ise hadis metinlerinin ilk kelimesine göre tertip edilmiştir.Neticede etrâf metodu, hicrî 3. asırda hadislerin büyük bir kısmının tasnif edilip kitaplaşmasıyla birlikte haberle-rin kaynağına ulaşmayı ve onlardan istenilen en üst seviyede istifadeyi kolaylaştırmak amacıyla bir çeşit fihrist niteliğine bürünmüştür. Hem tasnif hem de tahrîc yöntemi şeklinde hadislerin baş tarafından bir kısmı zikredil-mek suretiyle sahâbe adına veya hadis metinlerine göre alfabetik olarak düzenlenen bu eserler, pek çok örnekleriy-le hadis tarihindeki yerlerini almıştır.https://dergipark.org.tr/tr/pub/cuid/issue/54817/703866?publisher=cumhuriyetḥadīthaṭrāftaṣnīftakhrījtuḥfatu’l-ashrāfhadisetrâftasniftahrîctuhfetü’l-eşrâf