Fıkıh’ta Devlet Başkanına Tanınan Yetkiler Necmuddin et-Tarsûsî’nin Tuhfetü’t-Türk’ünde Hanefî ve Şafiî Mezheplerinin Kamu Otoritesine Tanıdıkları Yetkilere Dair Mukayeseli Bir Değerlendirme

Bu makalede Necmuddin et-Tarsûsî’nin (ö. 758/1357) XIV. yüzyılın ortalarında Şam’da kadılık vazifesi döneminde kaleme aldığı, Tuhfetü’t-Türk (Türk’e armağan) adlı eserindeki Hanefî mezhebinin devlet başkanına, Şafiî mezhebine nispetle daha fazla yetki tanıdığı yönündeki iddiası fıkhî açıdan incelene...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Murat Karacan
Format: Article
Language:Arabic
Published: Aksaray University 2019-12-01
Series:Mütefekkir
Subjects:
Online Access:https://mutefekkir.aksaray.edu.tr/mutefekkir/article/view/378
Description
Summary:Bu makalede Necmuddin et-Tarsûsî’nin (ö. 758/1357) XIV. yüzyılın ortalarında Şam’da kadılık vazifesi döneminde kaleme aldığı, Tuhfetü’t-Türk (Türk’e armağan) adlı eserindeki Hanefî mezhebinin devlet başkanına, Şafiî mezhebine nispetle daha fazla yetki tanıdığı yönündeki iddiası fıkhî açıdan incelenecektir. Tarsûsî eserinin merkezî iddiası sayılabilecek, Hanefî mezhebinin devlet otoritesinin mülkünü (devletini) daha sağlıklı bir şekilde idâme ettirebilmesi noktasında daha elverişli mezhep olduğu savını fıkhın muhtelif fer’i meselesini örnek vererek desteklemektedir. Bu yazıda Tarsûsî’nin söz konusu savını temellendirme adına serdettiği fıkhî meselelerden tayin edici üç tanesinden hareketle iddiasının sağlaması yapılacaktır. Bunlar had cezalarının tatbikinin devlet başkanının onayına bağlı olup olmadığı, ölümle neticelenen ta‘zîr uygulamasından dolayı devlet başkanının tazminat ödemesinin gerekip gerekmeyeceği ve devlet başkanının istimvâl yetkisine sahip olup olmadığıyla ilgilidir.
ISSN:2148-5631
2148-8134