Gök Türk Tarihi Coğrafyası

Gök Türk çalışmalarında az değinilen konulardan biri, Türk kültürünü besleyen kaynakların alt yapısıdır. Bozkır sınırlarının tarım uygarlıkları ile kesiştiği yerler, iki tarafın da kültüründe bazı sentezlenmelere yol açmaktadır ki, bu konu sadece arkeolojik verilerden değil, savaş malzemeleri ve tak...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Anıl Yılmaz
Format: Article
Language:English
Published: Izmir Katip Celebi University 2016-01-01
Series:Cihannüma: Tarih ve Coğrafya Araştırmaları Dergisi
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/pub/cihannuma/issue/26969/283489?publisher=ikc
Description
Summary:Gök Türk çalışmalarında az değinilen konulardan biri, Türk kültürünü besleyen kaynakların alt yapısıdır. Bozkır sınırlarının tarım uygarlıkları ile kesiştiği yerler, iki tarafın da kültüründe bazı sentezlenmelere yol açmaktadır ki, bu konu sadece arkeolojik verilerden değil, savaş malzemeleri ve taktikleri, bürokrasi dili, kılık-kıyafet vs. konulardan da takip edilebilir.Makale iki ana coğrafya üzerine yoğunlaşmıştır: İlki, Türklerin orijinal malzemelerini meydana getirdiği güney Sibirya ve Moğolistan bölgesi. Bu coğrafyanın yaşam şekli ve inançları, göçerlerin üretmiş oldukları sanat eserlerini doğrudan etkilemiştir. Burada tarım topluluklarının etkisi minimum seviyededir. İkinci coğrafya ise, Gök Türklerin yerleşik (tarım) kültürlerle gerek siyasi gerek kültürel ilişkiler kurduğu sınır boyları. Burada iki büyük kültür bulunur ki ilki Ordos üzerinden Çin, diğeri Tengri dağları üzerinden İran.  Bölgelerarası ilişkiler detaylandırıldığında, göçerlerle yerleşiklerin birlikteliği, hayallerimizde canlanan barbar – medeni ikileminin çok çok ötesinde olduğu anlaşılır. Soğdlar Gök Türklerin hamiliğini daima Sasanilere tercih etmişlerdir. Tang ve Gök Türk idarecilerinin akıllı olanları da (Tai Tsung ve Bilge Kağan gibi), savaş ve yağma politikalarından ziyade, sürdürülebilir ticari ve kültürel ilişkileri temellendirmeye çalışmışlardır. Tespit edilen bölgelerin iyi analiz edilmesi gerekiyor ancak üçünün birden (izole olarak adlandırdığımız Altay dağları çevresi; geçiş bölgeleri olarak ifade ettiğimiz Tengri dağları ile Ordos) aynı makale de incelenmesinin, çalışmanın boyutlarını ve anlaşılabilirliğini aşacağını düşündük. Bu yüzden makalemizi ikiye ayırdık: Elinizdeki çalışma, Moğolistan ve Tengri dağlarının, bir sonraki çalışmamız ise Ordos bölgesinin tarihi-coğrafyası üzerine olacaktır.
ISSN:2149-0678
2148-8843