Summary: | Tefsir, Kur'an'ın beyanıyla alakalı bir olgudur.
O, kur'an vahyinin metodudur. Tefsir, sonradan ortaya çıkmış beyani bir olgu
değildir. Çünkü Kur'an, Arapların kendi aralarında konuştukları beyan
tiplemelerine uygun bir üslupla inmiştir. Araplar bazen mücmel konuşur, daha
sonra yanlış anlaşılmaması için bu mücmelliği tefsir ederlerdi. Bu, hitabı
çeşitlendirme hususunda Kur'an üslubunun ne kadar aktif olduğuna açık bir
işarettir. Böylece Kur'an'ın hitabı, onu mütala eden kimsenin nazarında donuk
bir hal almaz, aksine muhatabın aklını ve kalbini cezbeden bir üsluba dönüşür.
Tefsir, Arap dilinin beyan üsluplarından biri olarak, hitaba sihirli bir
güzellik katar, akılları alıp bir hayat düsturu olarak kendisine iman etmeye
yöneltir ve Allah'ın kulları üzerindeki nimetini izhar eder. Bundan dolayı
bizim, Kur'an'ı tefsir ederken, Kur'an'ın sırlarına ve eşsiz hazinelerine
ulaşmak ve hitabını doğru anlayıp kabul etmede aklımıza estiği gibi değil,
nurunu takip ettiğimiz fikri bir metodumuz vardır. Benim bu çalışmam, ortaya
yeni bir fikir ve üslup koyan ve benden önce hiç kimsenin değinmediği bir
çalışmadır. Cenab-ı Allahtan bu çalışmamı kabul etmesini ve bana fayda
vermesini dilerim. Zira o, duaları kabul edendir.
|