Sosyal Bilimsel Bir Disiplin Olma Sürecinde İletişim Bilimleri ve Felsefe İlişkisi / The Relation Between Communication Sciences and Philosophy in Social Sciences in the Process of Becoming a Discipline

Sosyal bilimler içinde kendini özgün bir disiplin olarak geliştirme yönünde ilerleyen iletişim bilimleri, felsefe ile henüz doğru bir ilişki kuramamıştır. Fakat bu sorun, sosyal bilimlerde “olgu”nun tanımlanmasına ilişkin epistemolojik güçlükten gelen genel bir sorundur. Sosyal bilimlerdeki “pozitiv...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Göksel Aymaz
Format: Article
Language:Turkish
Published: Okur Yazar Derneği 2018-10-01
Series:İnsan&İnsan Bilim Kültür Sanat ve Düşünce Dergisi
Subjects:
Online Access:http://insanveinsan.org/?smd_process_download=1&download_id=2917
id doaj-3f0d5d8dd4fc40139fc10e7bc1a6d5da
record_format Article
spelling doaj-3f0d5d8dd4fc40139fc10e7bc1a6d5da2020-11-24T21:51:10ZturOkur Yazar Derneğiİnsan&İnsan Bilim Kültür Sanat ve Düşünce Dergisi2148-75372018-10-0151827829810.29224/insanveinsan.425377Sosyal Bilimsel Bir Disiplin Olma Sürecinde İletişim Bilimleri ve Felsefe İlişkisi / The Relation Between Communication Sciences and Philosophy in Social Sciences in the Process of Becoming a DisciplineGöksel AymazSosyal bilimler içinde kendini özgün bir disiplin olarak geliştirme yönünde ilerleyen iletişim bilimleri, felsefe ile henüz doğru bir ilişki kuramamıştır. Fakat bu sorun, sosyal bilimlerde “olgu”nun tanımlanmasına ilişkin epistemolojik güçlükten gelen genel bir sorundur. Sosyal bilimlerdeki “pozitivist”, konvansiyonalist” ve “realist” epistemolojilere karşılık gelen “izleyici araştırmaları”, “söylem analizi” ve “eleştirel yaklaşım” gelenekleri, iletişim araştırmalarının felsefeyle ilişkisindeki farklı perspektifleri ifade eder. Makalemizde, kitle iletişim teorisinin bıraktığı mirasın, iletişim bilimcilere iletişim pratiği üzerine “karmaşık perspektifler” sunmakta olduğu ortaya konulmaktadır. Bu çeşitlilik içerisinde, kendini özgün bir disiplin olarak konumlandırma arzusundaki iletişim bilimlerinin onu felsefeyle yakın ilişkiye sokacak perspektifi benimsemek durumunda olduğu öne sürülmektedir. Bunun dayanağı olarak, sosyal bilimlerin kökensel olarak bir “sosyal olgu” bilimi değil, “sosyal oluş” bilimi olduğu gerçeğinden hareketle, olguların alanı olan iletişim biliminin ilkelerin alanı olan felsefe ile her zaman yakın ilişki içinde olması gerektiği söylenmektedir. Bu bağlamda, “realist” epistemoloji ve “eleştirel yaklaşım” önerilmektedir. / Communication sciences proceeding as a distinctive discipline within the scope of social sciences was not able to establish a proper relationship with philosophy. However, this problem stems from the epistemological difficulty of defining “phenomenon” in social sciences. “Audience research”, “discourse analysis” and “critical approach” traditions corresponding to “positivist”, “conventionalist” and “realist” epistemologies in social sciences, express various perspectives in the relation between communication sciences and philosophy. Our article renders the idea that the inheritance of mass communication theory presents communication scientists with “complicated perspectives” on communication practices. Within this variety, it is asserted that communication sciences aspiring to position itself as a distinctive discipline is supposed to adopt a perspective making it establish a closer relationship with philosophy. Based on the fact that social sciences are not a science of “social facts” but of “social phenomenon”, it is asserted that communication sciences, being a scope of the phenomenon should always be in a close relationship with philosophy, being a scope of tenets. In this context, “realist epistemology” and “critical approach” are suggested.http://insanveinsan.org/?smd_process_download=1&download_id=2917İletişim bilimleriFelsefeSosyal bilimlerOlguEpistemolojiCommunication sciencesPhilosophySocial sciencesPhenomenonEpistemology
collection DOAJ
language Turkish
format Article
sources DOAJ
author Göksel Aymaz
spellingShingle Göksel Aymaz
Sosyal Bilimsel Bir Disiplin Olma Sürecinde İletişim Bilimleri ve Felsefe İlişkisi / The Relation Between Communication Sciences and Philosophy in Social Sciences in the Process of Becoming a Discipline
İnsan&İnsan Bilim Kültür Sanat ve Düşünce Dergisi
İletişim bilimleri
Felsefe
Sosyal bilimler
Olgu
Epistemoloji
Communication sciences
Philosophy
Social sciences
Phenomenon
Epistemology
author_facet Göksel Aymaz
author_sort Göksel Aymaz
title Sosyal Bilimsel Bir Disiplin Olma Sürecinde İletişim Bilimleri ve Felsefe İlişkisi / The Relation Between Communication Sciences and Philosophy in Social Sciences in the Process of Becoming a Discipline
title_short Sosyal Bilimsel Bir Disiplin Olma Sürecinde İletişim Bilimleri ve Felsefe İlişkisi / The Relation Between Communication Sciences and Philosophy in Social Sciences in the Process of Becoming a Discipline
title_full Sosyal Bilimsel Bir Disiplin Olma Sürecinde İletişim Bilimleri ve Felsefe İlişkisi / The Relation Between Communication Sciences and Philosophy in Social Sciences in the Process of Becoming a Discipline
title_fullStr Sosyal Bilimsel Bir Disiplin Olma Sürecinde İletişim Bilimleri ve Felsefe İlişkisi / The Relation Between Communication Sciences and Philosophy in Social Sciences in the Process of Becoming a Discipline
title_full_unstemmed Sosyal Bilimsel Bir Disiplin Olma Sürecinde İletişim Bilimleri ve Felsefe İlişkisi / The Relation Between Communication Sciences and Philosophy in Social Sciences in the Process of Becoming a Discipline
title_sort sosyal bilimsel bir disiplin olma sürecinde i̇letişim bilimleri ve felsefe i̇lişkisi / the relation between communication sciences and philosophy in social sciences in the process of becoming a discipline
publisher Okur Yazar Derneği
series İnsan&İnsan Bilim Kültür Sanat ve Düşünce Dergisi
issn 2148-7537
publishDate 2018-10-01
description Sosyal bilimler içinde kendini özgün bir disiplin olarak geliştirme yönünde ilerleyen iletişim bilimleri, felsefe ile henüz doğru bir ilişki kuramamıştır. Fakat bu sorun, sosyal bilimlerde “olgu”nun tanımlanmasına ilişkin epistemolojik güçlükten gelen genel bir sorundur. Sosyal bilimlerdeki “pozitivist”, konvansiyonalist” ve “realist” epistemolojilere karşılık gelen “izleyici araştırmaları”, “söylem analizi” ve “eleştirel yaklaşım” gelenekleri, iletişim araştırmalarının felsefeyle ilişkisindeki farklı perspektifleri ifade eder. Makalemizde, kitle iletişim teorisinin bıraktığı mirasın, iletişim bilimcilere iletişim pratiği üzerine “karmaşık perspektifler” sunmakta olduğu ortaya konulmaktadır. Bu çeşitlilik içerisinde, kendini özgün bir disiplin olarak konumlandırma arzusundaki iletişim bilimlerinin onu felsefeyle yakın ilişkiye sokacak perspektifi benimsemek durumunda olduğu öne sürülmektedir. Bunun dayanağı olarak, sosyal bilimlerin kökensel olarak bir “sosyal olgu” bilimi değil, “sosyal oluş” bilimi olduğu gerçeğinden hareketle, olguların alanı olan iletişim biliminin ilkelerin alanı olan felsefe ile her zaman yakın ilişki içinde olması gerektiği söylenmektedir. Bu bağlamda, “realist” epistemoloji ve “eleştirel yaklaşım” önerilmektedir. / Communication sciences proceeding as a distinctive discipline within the scope of social sciences was not able to establish a proper relationship with philosophy. However, this problem stems from the epistemological difficulty of defining “phenomenon” in social sciences. “Audience research”, “discourse analysis” and “critical approach” traditions corresponding to “positivist”, “conventionalist” and “realist” epistemologies in social sciences, express various perspectives in the relation between communication sciences and philosophy. Our article renders the idea that the inheritance of mass communication theory presents communication scientists with “complicated perspectives” on communication practices. Within this variety, it is asserted that communication sciences aspiring to position itself as a distinctive discipline is supposed to adopt a perspective making it establish a closer relationship with philosophy. Based on the fact that social sciences are not a science of “social facts” but of “social phenomenon”, it is asserted that communication sciences, being a scope of the phenomenon should always be in a close relationship with philosophy, being a scope of tenets. In this context, “realist epistemology” and “critical approach” are suggested.
topic İletişim bilimleri
Felsefe
Sosyal bilimler
Olgu
Epistemoloji
Communication sciences
Philosophy
Social sciences
Phenomenon
Epistemology
url http://insanveinsan.org/?smd_process_download=1&download_id=2917
work_keys_str_mv AT gokselaymaz sosyalbilimselbirdisiplinolmasurecindeiletisimbilimlerivefelsefeiliskisitherelationbetweencommunicationsciencesandphilosophyinsocialsciencesintheprocessofbecomingadiscipline
_version_ 1725880046814494720