Summary: | <p><span class="fontstyle0">Son yirmi yılda gerçekleşen teknolojik gelişmeler, gazetecilere hikâyeleri yeni perspektiflerden anlatmalarını ve daha geniş kitlelere dağıtmalarını sağlamıştır. Geleneksel medya ve yeni medya platformları arasındaki içerik paylaşımı, haber miktarı ve hızı açısından bir sinerji olarak algılanmaktadır. Bu çalışmada Washington Post’un sekiz yazarının gazete yazıları ve kişisel Twitter paylaşımları Ocak-Mart 2017 tarihleri arasında üç aylık bir<br />dönemde değerlendirilmiştir. Elde edilen ham veriler iki bağımsız araştırmacı tarafından metin madenciliğinden tekniğiyle on sekiz kategoriye göre sınıflandırılmıştır. Verilerin analizinde sırasıyla frekans ve ortalama istatiksel işlemler uygulanmıştır. Ayrıca değişken gruplar arasındaki arasında etki düzeyinin belirlenmesi için Ki-Kare ve yazarların gazete yazıları ile sosyal medya paylaşımları arasındaki ilişkiyi belirlemek için ise Cosine theta<br />indeksi değer aralığı (-1, +1) kullanılmıştır. Ed O’Keefe (r=0,296), Philip Rucker (r=0,682) ve Robert Barnes (r=0.000)’ın gazete yazıları ve Twitter paylaşımları arasında anlamlı bir benzerlik bulunmazken, Carolyn Johnson (r=1.000) ve Sari Horwitz’in (r=1.000) gazete ve sosyal medya yazıları önemli bir benzerlik göstermiştir. Bu sonuçlar haber içeriklerinin doğrulu veya tarafsızlığından ziyade farklılıkların hangi konular üzerinde yoğunlaştığını belirlemeye odaklanmaktadır. Philip Rucker, Robert Barnes ve Ed O’Keefe’nin özellikle siyasal, uluslararası politika ve yasal düzenlemelerle ilgili konularda Twitter’ı alternatif bir<br />medya olarak kullandıkları görülmüştür</span>.</p>
|