Etno-Kültürel Bir Kimlik Olarak Türkiye Arapları: Şego ve Bıdri Aşiretleri Örneğinde Tarih, Aşiret ve Devlet İlişkileri

Bu çalışma gerek Osmanlı dönemi gerekse de Türkiye Cumhuriyeti arşiv belgelerine sınırlı olarak yansıyan Şego ve Bıdri adlı iki Arap aşiretini tarihsel ve sosyolojik yönleri ile incelemeye odaklanmaktadır. Tarihsel kaynaklara bakıldığında Abbasi halifesi tarafından Anadolu’nun müslümanlaştırılması i...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Deniz Aşkın
Format: Article
Language:deu
Published: Hacettepe University 2020-12-01
Series:Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/pub/huefd/issue/59130/620559
Description
Summary:Bu çalışma gerek Osmanlı dönemi gerekse de Türkiye Cumhuriyeti arşiv belgelerine sınırlı olarak yansıyan Şego ve Bıdri adlı iki Arap aşiretini tarihsel ve sosyolojik yönleri ile incelemeye odaklanmaktadır. Tarihsel kaynaklara bakıldığında Abbasi halifesi tarafından Anadolu’nun müslümanlaştırılması için günümüz Sason (Batman) bölgesine gönderildiği öne sürülen bu aşiretlerin Kral Tavit egemenliğine son vererek bölgedeki Ermenileri egemenlikleri altına almaları, Anadolu’ya geldikleri dönemde yazılı ve somut kültüre sahip olmayan bu aşiretlerin süreç içerisinde Ermeni kültüründen etkilenmelerine neden olmuştur. Osmanlı merkezileşme politikası neticesinde haberdar olunan bu aşiretlerin farklı etnik bir yapıya sahip olmaları onların bölgedeki diğer aşiretler ile ilişkilerinin yönünü tayin etmiştir. Bu bakımdan söz konusu aşiretlerin tarihleri, onları bölgedeki diğer aşiretlerden ayıran etno-kültürel ve kolektif kimlik yapıları ve devlet ile kurmuş oldukları ilişkiler bu çalışma kapsamında incelenmiştir. Anadolu’ya geldikten sonra Müslümanlar ile önemli oranda iletişimleri kesilen bu aşiretlerin, sadece egemenlikleri altına aldıkları Ermenilerle kültürel bir etkileşime girdikleri görülmektedir. Alan verileri dikkate alındığında dâhil oldukları Sason isyanlarından sonra göreceli olarak Cumhuriyet ile iyi ilişkiler geliştirdiği görülen bu aşiretlerin, aşiret bünyesinde kabul edilen koruculuk sistemine ek olarak devlet ile ilişkileri parti ve hükümet üstü algıladıkları görülmektedir. Araplık kimliği korunmakta ve gündelik ile resmi ilişkilerde bu kimlik bilinçli olarak ön plana çıkartılmaktadır. Ayrıca görüşmelerde devletin yanında olunduğu vurgusu ön plana çıkması çalışma bulguları açısından önem arz etmektedir. Ayrıca söz konusu aşiretlerde klasik aşiret yönetiminin değişmiş ve aşiret bünyesinde yeni öncü bir grubun öne çıktığı görülmektedir.. Nitel bir yöntem ile elde edilen bu çalışmanın verileri yaklaşık bir yıla yayılan sistematik gözlem notlarına ve Bitlis ili sınırları içinde ikamet eden aşiret üyesi toplamda 21 kişi ile yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak yapılan görüşme kayıtlarına dayanmaktadır.
ISSN:1301-5737